Bu günü bir şiir ile geceye kavuşturmak istedim.
Duygusal bir insan için sadece insan ilişkileri değil tabi!
Bir taş, ağaç, çiçek... kısacası her şey şiire konu olabilir.
Yüreğim çok küçük yaşlarda dokundu şiire.
Ve bazı şairlerin şiirlerini büyük bir hayranlıkla, gıpta ederek okuyorum.
Kalemimin dilini, Ümit Yaşar Oğuzcan şiirlerinin diline benzetiyorum.
Tabi o kadar iyi yazmak için daha kaç fırın ekmek yemem lazım!..
''Keşke ben yazmış olsaydım'' dediğim ve her satırında eşimi gördüğüm,
en güzel şiirlerinden;
Sevi!..
Kendi şiirlerimi de paylaşacağım günler gelecek...
SEVİ ŞİİRİ
Ben
senin en çok sesini sevdim
Buğulu
çoğu zaman, taze bir ekmek gibi
Önce
aşka çağıran,sonra dinlendiren
Bana
her zaman dost, her zaman sevgili
Ben
senin en çok ellerini sevdim
Bir
pınar serinliğinde,küçücük ve ak pak
Nice
güzellikler gördüm yeryüzünde
En
güzeli bir sabah ellerinle uyanmak
Ben
senin en çok gözlerini sevdim
Kâh
çocukça (ela) mavi, kâh inadına yeşil
Aydınlıklar,
esenlikler, mutluluklar
Hiç
biri gözlerin kadar anlamlı değil
Ben
senin en çok gülüşünü sevdim
Sevindiren,
içimde umut çiçekleri açtıran
Unutturur
bana birden acıları, güçlükleri
Dünyam
aydınlanır sen güldüğün zaman
Ben
senin en çok davranışlarını sevdim
Güçsüze
merhametini, zalime direnişini
Haksızlıklar,
zorbalıklar karşısında
Vahşi
ve mağrur bir (kartal) dişi kaplan kesilişini
Ben
senin en çok sevgi dolu yüreğini sevdim
Tüm
çocuklara kanat geren (babalığını) anneliğini
Nice
sevgilerin bir pula satıldığı bir dünyada
Sensin,
her şeyin üstünde tutan sevdiğini
Ben
senin en çok bana yansımanı sevdim
Bende
yeniden var olmanı, benimle bütünleşmeni
Mertliğini,
yalansızlığını, dupduruluğunu sevdim
Ben
seni sevdim, ben seni sevdim, ben seni...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder