1 Ağustos 2016 Pazartesi
Hayallerinizi Kağıtlara Yazın
Etiketler:
anı,
anılar,
blog,
blogger,
brunette,
brunettepoppys,
dream,
esmer gelincik,
günce,
günlük,
hamidegurcatak,
hayal,
hayaller,
poetry,
poppy,
poppys,
sair,
siir,
ümit yaşar oğuzcan,
writing
22 Haziran 2016 Çarşamba
Ölümden Başka Her Derde Deva Var

Bu fotoğraf Elazığ'ın Dede Yolu köyünde ki kerpiç evimize ait. Siz bu duvara baktığınızda ne hissediyorsunuz bilemiyorum elbet ama ben şu anda ne görüyorum onu söyleyeyim;
''Elektrikler kesilirse gaz lambamız, kalbimiz kırılırsa yedekte çelikten kalbimiz var.
Şartlar ne olursa olsun Yaradana inancımız, dilimizde dua var.
Allah sağlık versin yeter ki...
Ölümden başka her derde deva var...''
Hamide Gür Çatak
Gaz Lambası

Bu fotoğrafı facebook'ta görüp kaydettim. O kadar güzel ki...
Her baktığımda farklı bir anı canlanıp gözlerimde hayat buldu yeniden. İki tanesini yazacağım. ✌
Babaannemlerin köy evi bence köyün en güzel yerinde ki evdi. Tüm köye kuş bakışı... 🏡 Tuvalet evin avlusundaydı. Gece tuvaletim geldiğinde annemi uyandırırdım. Elinde gaz lambasıyla söylene söylene yarı açık gözle tuvalete götürürdü beni. "Gız hadi ha nedisin, bitmedi mi daha" deyişi kulaklarımda hâlâ. 😂 Uykusu kaçsın istemiyor haliyle...(Elazığ şivesi)
Birde köyde kendi evimizdeyiz. Annem komşuya gitmişti. Ben ve iki küçük kardeşim evde yalnızdık. Elektrikler kesilmiş korkmuştuk ama ben o an korktuğumu belli etmemeliydim, ablaydım. Yaktım gaz lambasını, sarıldım kuzularıma, korkmayın ben yanınızdayım dedim.👫 Yanınızda olmak ne kadar değerli bir bilseniz!.. (Ne kadar az bir arada olduk, ne kadar çok ayrı düştük sizinle..)
Şimdi ben bu fotoğrafa bakıp hangi yıllara, hangi yaşlarıma giderim daha...
Size de anılarınızı hatırlattı mı? 😊 İyi geceler. 🎑🌃
4 Nisan 2015 Cumartesi
Seninkisi hiç bitmeyecek bir hikaye ''Kayahan''
Öldüğünü söylediler.
Güne bu haberle başladım.
Hastaydın biliyorum ve hatta epeyce savaştın vücudunu eriten mikropla.
Hikayeni biliyorum herkes kadar.
Herkes kadar tanıyorum seni.
Sözlerinde, müziğinde, sesinde...
Aşkın en yalın halini yaşadığın her haliyle belliydi.
Allah bir yetenek vermişti sana, herkesten daha iyi yaptığın.
Yazdıklarında kendini bulmayan var mıydı acaba?
Sen romantik, sen naif adam!
Daha çok küçüktüm müziğinde kendimi bulduğum zaman.
Şimdi sana veda etmiş olmak...
Yakın bir akrabamı kaybetmiş gibi,
Ki; hiçbir akrabamın sesini, senin sesin kadar duymamışımdır!..
Yaşadığım üzüntünün boyutunu tahmin edersin.
Bir iki damla gözyaşı ile geçiştiremeyeceğim,
Ve gözyaşı dökmemenin imkansızlığı kadar büyük...
Toprak pamuktan bir yatak olmuştur inşallah sana.
Seni her dinlediğimde dua okuyacağım.
Aşkın notasını öyle erişilmez bir noktaya çıkardın ki,
Şimdi gündelik ilişkilerin hazzından yazılamaz oldu bu denli güzel, büyülü hisler.
Bu kadar etkileyici müzikler...
Sesin, müziğin, bestelerin ile unutulmayacaksın.
Unutulmayacak kadar kıymetlisin.
Seni seviyorum ve özleyeceğim Kayahan...
Nur içinde yat.
Ölümlü bu dünyada ölümsüz olarak kalacaksın!..
Ölümlü bu dünyada ölümsüz olarak kalacaksın!..
14 Mart 2015 Cumartesi
Uzun uzun susuyoruz, yüreğimizin kıyılarında...
Bir durgun sudayız, konuşsak da
Kuş uçmuyor içimizde ki ormanda...
Şükrü Erbaş
Sıradan bir gündü, durakta otobüs bekliyordum.
Bir kadın ve bir erkek, durağın arka tarafında bulunan ormanlık alana doğru yürüdüler.
Ellerinde bir poşet...
İçinden çıkardıkları ekmeği, parçalayıp yerlere attılar.
Kuşlar da benim gibi sessizce seyrediyordu onları.
Bir kaç saniye içinde yemeklerine doğru kanat çırptılar,
Minnetle...
Bu anı bir kare ile ölümsüzleştirmek istedim.
Zira çok duygu vardı, bu anın üzerine yazılacak...
''Rengarenk bir hayatın içinde,
Kâh siyah ve beyaz,
Kâh gökkuşağını yaşatıyoruz içimizde.
Oysa hayatın rengi aynı, bizler yaşamak istediğimiz rengi kendimiz seçiyoruz.
Koca bir sessizliğe bir ömür sığdıracak kadar doluyuz aslında,
Ve hiç susmadan konuşsak dahi,
İçimizde ki saklı duyguları göstermeyecek kadar da yetenekliyiz!..
Asıl arzular karanlığa gömülürken, gün ışığını yaşayanlar en alelade olanlardır.
Neden?
Belki de bizi biz yapan, içimizden hiç uçup gitmeyen sözcüklerdir.
Yemeğini bekleyen kuşlar gibi, en doğru zamanı bekliyorsa sustuklarımız...
Kim bilir...
Kim bilir...
Uzun uzun susuyoruz, yüreğimizin kıyılarında...''
Hamide Gür Çatak
3 Mart 2015 Salı
Yusuf Hayaloğlu'nun Bizlere Ayrılık Hediyesi
...............
Hani el değmemiş bir yanın vardır,
Aynalara göstermediğin bir yüzün,
Kendine sakladığın bir hüzün...
Hadi durma!
Üzülsen de, sen üzülürsün!..
Kim farkeder boşluğunu?
Ardın sıra kim ağlar?
Bir intikam gibi
Çıldırmış bu sevdalar!..
Bir intikam gibi çıldırmış bu sevdalar!..
....................
3 Mart 2009
6 yıl oldu Yusuf Hayaloğlunun vedasının ardından...
Nur içinde uyu sende Usta...
Yusuf Hayaloğlu şiirlerinin farklı bir yanı vardır,
Sevsin, sevmesin...
Herkesin damarına süzülen.
......................
Acıyan yüreğimize, en güzel yara bandıdır şiir...
Şanslıyız da üstelik...
Bizim gönlümüzden, beynimizden geçenleri,
Bizden önce yaralananlar yazmışlar çoktan.
Biraz hazıra konuyoruz belki ama,
Herkesin farklı bir mahareti var işte bu hayatta,
Kimi okur, kimi yazar,
Kimi söyler, kimi oynar...
Hele birde hepsini yapabilenler var ki sorma!..
Ve,
Aşk bitmedikçe, kalemi şiire dokunan bitmez...
Öyle bir telden vurmuş ki şiirin notasına,
Hayatını şiire katmış, şiiri hayatına...
Bir çok ünlü ismin bestelediği o güzel şiirleri,
Şarkı olarakta dinliyoruz.
Bugüne özel, eşimin de çok sevdiği bir Yusuf Hayaoğlu şiiri paylaşmak istedim.
https://www.youtube.com/watch?v=rxvjxUh40cc
Ayrılığın Hediyesi
Şimdi saat sensizliğin ertesi
Yıldız doğmuş gökyüzü ay-aydın
Avutulmuş çocuklar çoktan sustu
Bir ben kaldım tenhasında gecenin
Avutulmamış bir ben...
Şimdi gözlerime ağlamayı öğrettim
Ki bu yaşlar
Utangaç boynunun kolyesi olsun
Bu da benden sana
Ayrılığın hediyesi olsun...
Soytarılık etmeden güldürebilmek seni
Ekmek çalmadan doyurabilmek
Ve haksızlık etmeden doğan güneşe
Bütün aydınlıkları içine süzebilmek gibi
Mülteci isteklerim oldu ara sıra, biliyorsun...
Şimdi iyi niyetlerimi
Bir bir yargılayıp asıyorum
Bu son olsun be.. bu son olsun!
Bu da benim sana
Ayrılırken mazaretim olsun!
Şimdi saat yokluğunun belası
Sensiz gelen sabaha günaydın!..
İşi-gücü olanlar çoktan gitti
Bir ben kaldım voltasında sensizliğin
Hiç uyumamış bir ben...
Şimdi dişlerimi sıkıp
Dudaklarıma kanamayı öğrettim
Ki bu kızıl damlalar
Körpe yanağında bir veda busesi olsun
Bu da benden sana
Heba edilmiş bir aşkın
Son nefesi olsun..
Kafamı duvara vurmadan
Tanıyabilmek seni
Beyninin içindekileri anlayabilmek
Ve yitirmeden, yüzündeki anlık tebessümü
Bütün saatleri öylece dondurabilmek için
Çıldırasıya paraladım kendimi
Lanet olsun!
Artık sigarayı üç pakete çıkardım günde
Olsun be! ne olacaksa olsun!
Bu da benim sana
Ayrılırken şikayetim olsun!
https://www.youtube.com/watch?v=4z7ddI1NJYQ
2 Mart 2015 Pazartesi
Uğurlar Olsun Usta... ''Yaşar Kemal''
Ölmek, hiç hatırlanmamaktır.
''Bizi tanıyan son insan da öldüğünde''
Kimsenin bilmediği, duymadığı aslında hiç var olmamış biri gibi yok olacağız...
Oysa o güzel insanlar, yüreğindekileri kağıda dökerek,
Kalemleriyle kazığı çaktılar dünyaya!
Yaşar Kemal'i, Türk Edebiyatı'nın bir koca çınarını daha kaybettik...
Nice giden çınar gibi gitti o da.
Uğurlar olsun...
Bedenin nur içinde yatsın Usta.
''O iyi insanlar, o güzel atlara binip çekip gittiler. Demirin tuncuna, insanın piçine kaldık.''
Yaşar Kemal
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)